Neler Okudum?

Evveet! Bu başlığın altında sizlere her ay neler okuduğumu paylaşacak, onlar hakkında tekrardan küçük bir özet geçeceğim. 
Mart ayında okuduklarım: The 100, Labirent Serisi ve Kitap Hırsızı.
                                       


Mart ayında okuduğum en harika kitaplardan biri The 100'dı. CNR'dan almıştım. Şöyle ki ikinci kitabı da okuduğum için ona kıyasla sönük bir kitaptı. Çok kişiden şunu duydum "dili karışık, beğenmedim." Kitaba şans verirseniz ne kadar güzel olduğunu görürsünüz diye düşünüyorum. Bende The 100'dı okurken yazarın kalemi yüzünden aklım bayağı karışmıştı. Şimdi ki zamandan geçmiş zamana gidiyor ve ilk o 50-100 sayfa bunu idrak etmekle geçiyor. Sonrası çok güzelleşiyor zaten. İkinci kitabı da Haziran ayında okuduklarımda yazacağım.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.

                                                                                                                                                                           
       İkinci kitabımda Kitap Hırsızı'ydı. Ciddi söylüyorum bu distopya, fantastik, polisiye vs. kitaplarını bir yere bırakalım. Bu kitap, kendi başına o kadar harikaydı ki. Tamam, ben diğer beğendiğim kitaplara da harika diyorum. Belki de sırf Kitap Hırsızı için bunu düzeltmem lazım ama, bu kitap bambaşkaydı. Konusu olsun Markus'ın kalemi olsun... Konusunu anlatmayacağım Yorumlar kısmına ekleyeceğim. Kesinlikle herkese tavsiye ediyorum bu kitabı. Ayrıca kitabın filmi de var, hatta ben bunu okurken annem filmi izlediği için "oku oku" deyip duruyordu. Fakat film kitap gibi değildi. Kitap çok fazla ayrıntılı ki bu çok normal, ama ben filmi de biraz daha özenli isterdim. Okuduktan sonra muhakkak filme de bakın derim!





     Meşhur Labirent serimiz. Tek tük beğenmeyenler var bu seriyi. Elbet renkler ve zevkler tartışılmaz ama çok kişi tarafından da sevilen bir seri oldu. Adımdan da anlaşılır üzere bende Labirent serisini fazlasıyla seven biriyim. Distopya bir kitap ve ben distopya olan kitapları sanırım çok seviyorum. Vıcık vıcık aşk kitaplarına gelemiyorum.
Okumalı mısınız? Kitaplar kişiden kişiye değişir, Yorumlar kısmına da ekleyeceğim zaten o kısımdan okur öyle kendinizce karar verirsiniz, ama bana kalırsa okuyun.
Aşkı kitapta çok aramayın çünkü Alev Deneyleri'nde çok az var. Son İsyan'da öyle böyle ama olaylar değiştiği için, onu bile fark etmiyor insan. Merak edenler Yorumlar kısmından bakabilir!






                                Nisan ayında okuduklarım; Zeus Çağı, Trendeki Kız, Ölüm Emri,                                                                                       Böğürtlen Kışı, Umut Işığım ve Siyah Buz.


       

Zeus Çağı. Bana kardeşimin arkadaşı kitabı daha okumadığını ama beğenebileceğimi istersem de verebileceğini söylemişti bende merak edip tamam demiştim. Kitabın konusunu ayrıntılı bir şekilde hatırlamıyorum bu yüzden belki Yorumlar kısmına giremeyebilirim. Mitoloji kitabı, yazar çok değişik bir düşünceyle kaleme almış. Sonuna doğru ben kitaba bayılmaya başlamıştım. Mitolojiye çok merakım olmadığı için pek bu tarz kitaplar okumuyorum. Bu yüzden kitabın konusu da bana çok ilginç gelmişti. Kitabın yorumunu yapmasam bile arka kapak yazısını Yorumlar kısmına eklerim.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.








Trendeki Kız... Kapağına aşık olduğum kitap. Ciddi söylüyorum birçok ülkede basılan kapaklardan daha güzel.
Ben bu kitabı Ölüm Emri ile sipariş vermiştim, konusu hakkında pek bilgim yoktu sadece o zamanlar o kadar çok övülmüştü ki almazsam olmazdı. Ama kitap beni hayal kırıklığına uğrattı.
Birilerinin yorumlarına göre bir kitabı almamak gerek. Aldığıma pişman değilim. Hatta kitap akıcıydı da. Ama dediğim gibi o kadar çok övüldü ki, çok mükemmel bir konu çok mükemmel bir kalem bekliyordum. Okuyunca da öyle olmadığını görünce tabii, insan ister istemez hayal kırıklığı yaşayabiliyor. Yorumlar kısmına ekleyeceğim.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.


                                                                   
         
Yukarıda Ölüm Emri'inden bahsetmişken direkt neler düşündüğümü yazayım dedim. Şöyle ki bu kitabı okurken Labirent'i unutun! Unutmazsanız kıyaslama yapacaksınız ve beğenmeyeceksiniz. Bence birçok kişi bu kıyaslama yüzünden bu kitabı beğenmedi. Her zaman ki gibi ben yine bu kitap hakkında bir bilgim olmadan aldım. Sanıyordum ki Newt'in ağzından olacak, onun ne düşündüklerini James bize gösterecekti. Ama öyle olmadı.
Tam tersi Labirent'ten kimse yoktu kitapta. Başta ve sonda Thomas ve Teresa'dan bahsediliyordu. Ama kitabın ana karakterinde hiçbiri yoktu.
Şahsen ben ilk başlarda hayal kırıklığına uğradım çünkü düşüncem bambaşka yöndeydi. Ama okudukça kitabın aslında akıcı ve ne anlatmak istediğini gördükçe de sevdim. Ve Teresa'yı sevmeyen ben bu kitapla sevdim. "Hani Labirent'ten biri yoktu?" diye sorar gibisiniz, merak edenler alıp okusun. Sonunu okuyunca belki benim gibi düşünürsünüz.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.

                             
      Siyah Buz ile devam edelim. Siyah Buz'u okuduğumda yazarın Hush Hush serisinden haberim bile yoktu. Kitabı okurken sadece sonu hariç neler olabileceğini tahmin ederek okudum ve genelde de hepsi tuttu.
Okumalı mısınız? Daha güzel kitaplar var bence. Listenizin başlarına koymayın derim ben. Hush Hush serisi daha güzel ayrıca. Biraz çerezlik bir kitaptı.
Ayrıca bu kitabı beğenmeyip, sıkılanlar da var.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.






                                                             
               Nisan ayında okuduğum son kitaba geldik. Böğürtlen Kışı. Sarah Jio'nun okuduğum ilk kitabı. Bu kitabı okurken ağlayan çok kişi olmuş. Ama ben sulu gözlü olmama rağmen sadece sonunda bi' gözlerim hafif dolar gibi oldu o kadar.
Sarah Jio'nun bence kalemi çok güzel. O duyguyu bize yaşatmayı biliyor. Aslında sadece iki kitabını okudum yazarın. Ama ben beğeniyorum kalemini. İlla beğenmem için her kitabını okumuş olmama gerek yok.
Ya bu kitap listenizde yok ise ekleyin. Konusu çok güzeldi. Yağmur Sonrası adlı kitabını okuduktan sonra tabii fikrim biraz daha değişti, onu da Temmuz ayında okuduklarım kısmında anlatacağım.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.






                           
Umut Işığım ile devam edelim.
Doğruyu söylemek gerekirse bu kitabı sırf kapağında Jen (Jennifer Lawrence) var diye aldım.
Şu ana kadar okuduğum kitaplara göre bu kitaba puan verecek olsam, 3 verirdim.
Listenizde var ise cidden çok iyi kitaplar var. Listenizin sonlarına eklemelisiniz diye düşünüyorum.
Filmini izleseniz bile yeter bence. Tabii ki kitapla farklılıklar var ama, akıcı olsa da bana kattığı pek bir şey yok, eğlendirdiği de söylenemez.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.






                           Mayıs ayında okuduklarım; Piyonun Son Hamlesi ve Hiç                                                                                    Kimse Sıradan Değildir.      



       Markus'ın okuduğum ikinci kitabı. Markette indirimde bulmuştum ve yazarının Markus Zusak olduğunu fark edince direkt konusuna bakmadan almıştım.
Şöyle ki Kitap Hırsızı o kadar harika ki benim gözümde, bu kitabı da o tarz bir şey bekliyordum ama Kitap Hırsızı kadar harika değildi.
Ben bu kitaba, konusu ve bize verdiği mesaj yüzünden bayıldım.
İlk önce kitabın adı zaten bize mesajı veriyor.
Bence alıp okumalısınız, Markus'ın kaleminden korkmayın derim.  
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.








İşte bu kitabı okuyun derim. Konusu bana çok ilginç gelmişti.
Bazı kişiler kitabı okurken olay örgüsü yüzünden aklı allak bullak olmuş. Bence o kadar karışık değildi. Ayrıca kitabı okurken sizde olayı çözmeye çalışıyorsunuz ve şahsen bu beni eğlendirmişti.
Ve bana göre, kitap daha fazla değer görmeli.
İlk başta kapağı değiştirmeliler.
Bence alın okuyun. Sıkılırsanız da söyleyin bana, neden sıkıldığınızı bilmek isterim.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.



                                                   
                                Haziran ayında okuduklarım; Hush Hush serisi, The 100 21. Gün,                                                                                           Marslı, Kağıttan Kentler






İlk kitaba göre dili çok hafifti. Şimdiki zamandan geçmişe giderken insanın bu sefer aklı karışmıyordu.
Ayrıca The 100 üçlemesinin kapaklarına bayılıyorum.
Dediğim gibi, ilk kitapta anlamıyorum, çok karışık diyerek kitabı sakın bırakmayın. Kass ikinci kitabında telafi etmiş her şeyi.
Ayrıca bu üçlemenin dizisi de var ama kitapla bayağı farklılar.
Diziyi izleyip sonradan kitaba da başlayabilirsiniz.
Instagram'da ki yorumum için; tıkla.






Siyah Buz'dan sonra Hush Hush serisini okumak daha güzel bence. Çünkü beklentin çok yüksek olmuyor. Ama Hush Hush serisini okuyup Siyah Buz'u sonra okuyunca bence tam bir hayal kırıklığı oluyordur.
Çok övülen kötü çocuk kitabımız. Patch...
Aşk ve meleklere ilgi duyuyor iseniz alın derim. Vıcık vıcık aşk kitaplarını sevmediğimi söylemiştim. Bu kitapta Nora adlı karakterimizin bazı yanlış yaptığı hareketler olmada kitap çok çok daha harika olabilirdi.
seride ikinci ve üçüncü kitap benim favorim. Dördüncü bitti diye hüzünlendiğim için, ilk kitapta da pek bir olay olmadığı için favorim değiller. AYRICA BU KİTABIN DİZİ OLMASI TARAFTARIYIM.
Fısıltı yorum #1 tıkla. Final yorum #4 tıkla.


                                                       
                                         

Ah Marslı.
Mark...
Bu kitabı okurken ilk 60 sayfası tam bi' işkenceydi diyebilirim. Zaten kimyadan nefret eden biriyim, kitapta her türlüsü vardı. Sanki Mars'ta mahsur kalan Mark değilde Mars'ta kimya dersini anlatan bir Mark vardı.
Ama o 60 ve sonrasında, kimya hafiften kaybolmaya başladığında kitap mükemmele dönüştü.
Yani sırf Mark için bu kitap alın derim.
Ekim'de de vizyona girecek.
Film vizyona girmeden alın okuyun, sonra da Ekim zamanı filme koşun!
Instagram'da ki yorumum için; tık tık.




                                                       


Son olarak Haziran ayında okuduğum Kağıttan Kentler.
John Green'in okuduğum ikinci kitabı.
Aynı Yıldızın Altında'dan sonra beklentimin tavan ettiği zamanlar...
Ama kitap beklentimi yerle bir etti.
Bence tam bir hayal kırıklığıydı.
Hala filmini izleyemedim. Ama söylenenlere göre film kitaptan daha güzelmiş ve bazı yerler değiştirilmiş.
Kitapta ki karakterleri sevmiş olsam da, daha akıcı daha sürükleyici bir kitap bekliyordum.
Listenizde başlara koymuş iseniz, sonlara atın derim.
Tamam kitaplar kişiden kişiye değişiyor, evet ama, bilmiyorum. John Green'den beklenmedik bir kitaptı.
Instagram'da ki yorumum için; tık tık.




                                          Temmuz ayında okuduklarım; Yağmur Sonrası, Rosie Projesi



 


Böğürtlen Kışı'na kıyasla daha güzel bir kitaptı.
Ben bayılmıştım. Listenizde yok ise eklemelisiniz.
Sarah Jio'nun kalemini beğendiğimi sizlere söylemiştim.
Daha fazla söylenecek söz yok bu kitap için. Instagram hesabımdan yorumuma bakmak isterseniz, buraya tıklayın. Kitap arka yazısı için de buraya tıklayın. 









                                                                   


      Rosie Projesi'ni ilk tur kitabımız üzerine okuduk.
Zaten listemde olan bir kitaptı, sonradan film olacağını ve Jennifer Lawrence'ın da oynayacağını duyunca çok mutlu oldum.
Konusunu değişik bir kitap, iki günde bitirmiştim.
Akıcıydı.
Sırf Jen için de alıp okuyabilirsiniz.
Ama beklentiniz çok yüksek olmasın. Sonra hayal kırıklığına uğramayın.
Instagram'da ki yorumum için; tık tık.    
Arka kapak yazısı için; tık tık.                       





                                   Ağustos ayında okuduklarım; Buzkentin En Soğuk Kızı, Ruh Öküzüm,                                                            Postacı Kapıyı Çalmayacak, Ölmek İçin On Üç Sebep.      

      




Bu kitap için yorumumu siteye de eklemiştim.
Merak edenler için; tık tık.
Instagram'da ki yorumum için; tık tık.












Ah Buzkentin En Soğuk Kızı.
Yine ben, bu kitabı konusu hakkında hiçbir fikre sahip olmadan aldım.
Çok gördüğüm ve beğenilen bir kitaptı.
Seri olmadığı için ilk defa bir yazara da kızıyorum doğrusu.
Tamam normal bir şekilde bitmişti ama, sanki yazar aceleye getirmiş gibiydi.
Ben devamını da merak ediyorum.
BENCE YAN KİTAP OLARAK ÇIKMALI!
Holly Black'e buradan selamlar.
Kesinlikle almalısınız.
Vampirleri sevmiyorsanız tabii bilemem...
Instagram'da ki yorumum için; tık tık.
Arka kapak yazısı için; tık tık.





                                                           
                                                               

Ruh Öküzüm.
Bir okulun, Londra'ya gezi ayarlaması sonucu iki arkadaşın birbirlerini sevmemeleri ama gezide ikisi partner olarak birbirleri ile eşleştiği bir kitap.
Birbirlerini sevmiyorlar ve eşleşiyorlar.
Sizce nasıl bir kitap olabilir?
Vıcık vıcık bir aşk kitabı değildi. Öyle olsa şahsen okuyamazdım.
Eğlenceliydi.
Klişe bulanlar da var, eh biraz bazı yerlerinde yok değil ama kötü bir kitapta değil.
Sonunu okurken hiç düşünmediğim bir şekilde boşluğa düştüm ve üzüldüm.
Instagram'da ki yorumum için; tık tık.
Arka kapak yazısı için; tık tık.



                                                         
Ölmek İçin On Üç Sebep.
Kızın hayatını mahveden kişilere gönderilen 13 kasetler...
Her zaman ki gibi yine konusu hakkında bilgim olmayan, zaten hediye olarak elime geçen bir kitaptı.
Hiç böyle beklemiyordum.
Beni fazlasıyla etkiledi.
İnsanların düşüncelerini düşünmemizi, umursamamızı, aklımıza eseni insanların üzerinde uygulamamamızı, birazcık "acaba dersem ne düşünür?" dememizi gösteren, bunu hatırlatan bir kitap.
Normal olarak beğenmeyenler de var ama ben fazlasıyla beğendim.
Instagram'da ki yorumum için; tık tık.
Arka kapak yazısı için; tık tık.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder